Kökler, bir insanın geçmişine, ailesine, kültürüne, inançlarına, değerlerine, diline ve coğrafyasına dair izleri taşır. “Ben kimim?” sorusunun cevabı çoğu zaman köklerde saklıdır. İnsan geçmişini, ailesini, topluluğunu bildikçe bir yere ait hisseder, hayatta daha sağlam durur. Doğru-yanlış, iyi-kötü gibi ahlaki pusulalar çoğu zaman çocuklukta, ailede ve toplumda filizlenir.
Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde doğdum. Urfa’dan İstanbul’a geldiğimde, bambaşka bir yaşamla, alışkın olmadığım bir kültürle ve çevreyle karşılaşmıştım. Doğduğum yerde herşey bize göre normaldi ama istanbul’da durum farklıydı. Sayısız kez önyargıya maruz kaldım, önyargıları ve eşitsizlikleri en derinden hissettiğim zamanlardan geçtim.
- Değersizleştirilmiş, yanlış anlaşılmış ya da küçümsenmiş hissettim!
- Haksızlık ve adaletsizlik duygusu öfkelenmeme neden oldu!
- Kendime “Acaba ben mi yanlışım?” gibi kimliğime dair sarsıcı sorular sordum, kendimi eğrelti otu gibi hissettim…
- Bazen “Onlar gibi olamıyorum, onlar gibi değilim” hissiyle kendi köklerimden uzaklaşma eğilimim doğdu.
Herkes kendi geçmişini biraz kazıdığında benzer önyargılara, eşitsizliklere en derininden maruz kaldığını hissedebilir.
İstanbul ve o dönem yaşadıklarım beni uyandırdı.
Maskesiz olmaya özen gösterdim. “Gerçeğim” benim en güzel sermayemdi.
İnsanın kökleriyle kurduğu bağ, onu ya zincirler ya da ona kanatlar verir ama o bağla ne yaptığı, onu dönüştürüp dönüştürmediği, gerçek hikâyeyi belirler. İnsanın içsel dünyasında olan biten her şey, köklerinden gelen ışıkla ya da karanlıkla şekillenir. Nihayetinde insan, hem geçmişinin ürünü hem de geleceğinin mimarıdır.
Köklerimden aldığım ilham, bugün Sosyal Etki Zirvesi gibi yoğun katılımlı bir sosyal etki projesine dönüştü.
Birliktelik hepimizin ihtiyacıydı. Zirve’de 255 sivil toplum örgütü, 100 özel sektör temsilcisi bir araya geldiyse, demek ki birliktelik ihtiyacını tetiklemişiz. Bu kadar dijitalleşen bir dünyada kapıların arkasında konuşmak artık bize yakışmıyor.
Ne mutlu ki, iz bırakma kaygısında olan tüm taraflarla bir aradayız. Bu ortak bir duygu.
Birlikteliğin gücünü hissetmemize ve sosyal etki yaratmamıza olanak tanıyan
Projenin fikir babası Ekonomi Gazetesi Yayın Koordinatörü sevgili #HakanGüldağ ‘a,
Marka ve İletişim Direktörü Didem Eryar ‘a,
Haber Koordinatörü Handan Sema, ‘ya
Idecon Idea&Congress Kurucusu Yaprak Yapsan ‘a,
Bluechip Creative Events Kurucusu Elmas Özler ‘e
Sosyal Mutfak Kurucusu Gizem Erim ‘e,
Zirve’nin sunuculuğunu en güzel şekilde gerçekleştiren sevgili Dr. Kerem Dündar’a,
organizasyonda emeği geçen, aynı hedefe doğru birlikte ilerlediğimiz, dirsek temasında çalıştığımız tüm ekip arkadaşlarıma,
Zirve’ye katılan, kilometrelerce uzaktan, canlı yayından izleyen ve gönül birliğinde olduğumuz, bize inanan herkese çok teşekkür ederiz. İyi ki geldiniz.
Kurumsal Ekonomim Nasıl Bir Ekonomi Kurumsal
#sez25 #sosyaletkizirvesi
#EşitsizliklerdenEşitlikArıyoruz #EşitlikÖnceliğimizdir
#EşitlikÖnyargılarımızKırmaklaBaşlar #SosyalEtki #Eşitlik #NBEkonomi
#EkonomimCom #SosyalFabrika #YolaçıkYolaÇık #müntehaadali
#birliktelikzamanı #nasılbirekonomi